Blog

DEPREM DAYANIMI VE SU YALITIMI İLİŞKİSİ



Binanın yapılacağı zeminin özellikleri, yeraltı su seviyesinin durumuna göre binanın mimari yapısına uygun temel ve taşıyıcı diğer tüm statik elemanları ile tasarım tamamlanarak uygulamaya geçilir.

Tüm saydığımız özelliklere uygun malzeme seçimleri ile sistem bir bütün halinde tamamlanarak süreç bitirilir. Bu parametrelerin içinde en önemlilerinden biri, önemi bilimsel olarak da kanıtlanmış suyun korozyona etkisidir. 

Her şey mükemmel yapılsa da binanın ömrü boyunca bu özelliklerinin korunabilir olması gerekir ki, işte tam da su yalıtımı uygulamaları, tasarımda karar verilen bu özelliklerin binanın ekonomik ömrü boyunca korunmasıyla ilgili vazgeçilmez bir unsurdur.

Su yalıtımı yeterli olmayan bina 10 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybediyor. Yaşanan tüm depremler sonrası yapılan incelemelerde binaların yıkılmasının sebepleri kısaca özetlenirse, beton kalitesi, proje yanlışları, zemin özellikleri, alt katlarda kolonların kesilmesi…vb. sebepler ortaya çıkıyor.

Korozyon ise bu raporlarda yer alan ve bina yıkımlarının en önemli sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Korozyona uğramış muhtelif demirlerin et kalınlıklarının ölçümlerinin yapıldığı, Փ 12' lik inşaat demirlerinin maalesef Փ 9,5'a kadar düştüğü görülüyor..

Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, betonun içindeki demir donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor.

Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılmakta olan binalarda, su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, tüm ulusal ve uluslararası standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesini korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor.