Blog

“Bitümlü su yalıtım membranlarına olan ilgi artıyor, çünkü yapıların geleceği artık yalnızca taşıyıcı sistemlerle değil, yapısal bütünlükle değerlendiriliyor."

  1. Sektör ve üreticiler olarak, 2025 yılının ilk yarısını nasıl geçiriyorsunuz? Sektörünüzün genel durumunu değerlendirip, yıl sonu öngörülerinizi ve hedeflerinizi paylaşır mısınız?

2025 yılının ilk yarısı, sektörümüz açısından dikkatle izlenmesi gereken bir dönem oldu. Dünya ve Türkiye genelinde inşaat sektörünü de etkileyen ekonomik belirsizlikler, özellikle yatırım kararlarında ve büyük ölçekli projelerin mevcut işleyişlerindeyavaşlamaya neden oluyor. Artan maliyetler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve piyasa genelinde gözlemlediğimiz talepdaralması, hem üreticileri hem de hizmet sağlayıcıları daha temkinli hareket etmeye yönlendirdi. Bu durum, nitelikli ve uzun vadeli çözümlere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmazken aksine, yapısal dayanıklılığı önceleyen çözümlerin daha fazla ön plana çıkmasına yol açtı. Bu kapsamda, Temel su yalıtımı gibi hayati öneme sahip alanlarda, proje sahiplerinin kalıcı ve teknik olarak güçlü sistemlere giderek daha da fazla yöneldiğini gözlemliyoruz. Bu da bitümlü su yalıtım membranlarına ve özellikle yapı ile bütünleşen sistemlere olan ilgiyi artırmaya devam ediyor.

Sektör genelinde, uygulama kalitesini belirleyen iş gücüne ve denetim süreçlerine duyulan ihtiyaç daha görünür hale geldi. Bu noktada biz de Onduline olarak teknik eğitimlere ve saha desteğine daha fazla yatırım yapıyoruz. Ayrıca bizim de üyesi olduğumuz ve sektörümüzün iki değerli derneği olan BİTÜDER ve İZODER’in katkılarıyla yürütülen çalışmalar sonunda TS 11758-2 standardına taze betona yapışan örtülere dair kurallar eklenmiş oldu. Bu, 2025 senesinde sektörümüz için oldukça önemli bir adım olarak göze çarpan bir gelişme oldu . Bu sayede proof tipi membranların ulaşması gereken minimum performans değeleri netleşirken, son kullanıcıya ulaşan ürün kalitesinde arzu ettiğimiz standartlaşma sağlanacak ve uygulama esnasında karşılaşılacak sorunlar en aza indirilecek.

Yılın kalan bölümünde ise üretici olarak hem teknik performansı yüksek ürünleri yaygınlaştırmak hem de bu ürünlerin doğru ve eksiksiz uygulanmasına yönelik faaliyetlerimizi artırmak en önemli önceliğimiz olmaya devam edecek. Sektörün yıl sonunda hem adet bazında hem de kalite ve katma değer açısından pozitif kapanacağını öngörüyoruz. Sürdürülebilirlik, yapısal bütünlük ve maliyet etkinliği odağında ilerleyen projelerde nitelikli su yalıtımı uygulaması konusu vazgeçilmez konumda olmaya devam edecek.

  1. Şirket olarak kaliteyi yalnızca ürün odaklı değil, uzun vadeli bir sistem yaklaşımıyla ele alıyorsunuz. Bu sürdürülebilir kalite anlayışınızı nasıl tanımlarsınız?

Bizim için kalite kavramı, yalnızca ürünlerimizin ürün etiketlerinde beyan ettiğimiz teknik performans değerleriyle sınırlı olmayan, ürünün yapı üzerindeki ömrü boyunca gösterdiği performansla, sürdürülebilir kullanıcı memnuniyetiyle ve uygulama sürecinde yaşanan olumlu deneyimle tamamlanan çok katmanlı bir yaklaşımı kapsamaktadır. Bu sebeple Onduline olarak biz, uzun vadede güven ilişkisini besleyen en temel unsurlardan biri olan, “sürdürülebilir ürün ve hizmet kalitesi” kavramını benimsiyoruz.
Ürün geliştirme sürecimizde, yalnızca teknik yeterliliğe değil, aynı zamanda malzemenin sahadaki farklı koşullara uyumuna, uygulama kolaylığına ve hata toleransına da büyük önem veriyoruz. Özellikle proof membran gibi ileri teknoloji gerektiren çözümlerimizde, uygulayıcının hata payını minimize eden, kendiliğinden bütünlük oluşturan sistemler sunmaya çalışıyoruz. Bu da bizim açımızdan uzun ömürlü performansın ilk adımını temsil ediyor.

Bununla birlikte sadece ürünün kendisiyle değil, sahada verdiğimiz teknik destekle de kaliteyi sürdürülebilir hale getiriyoruz. Teknik ekibimizin sahadaki etkin varlığıyla uygulayıcılarla birebir temas halindeyiz. Eğitimler veriyor, uygulama öncesi ve sonrası kontroller yapıyor, gerektiğinde süreci birlikte yönetiyoruz. Buradaki geri bildirim döngüsü bizim için çok kıymetli. Hem ürün performansını hem de müşteri deneyimini sürekli geliştirmemizi sağlarken, sahanın nabzını anlık olarak tutabilmemize, kullanıcı beklentilerine anında ve nitelikli bir şekilde yanıt verebilmemize de yardımcı oluyor.

Gelecekteki hedefimiz, yapının tüm yaşam döngüsü boyunca performansını koruyan, yapıyla bütünleşmiş su yalıtım sistemleri sunmak. Sürdürülebilir kaliteyi, yalnızca teknik yeterlilik kapsamında değil; sahaya, kullanıcıya ve geleceğe karşı sorumluluk olarak görüyoruz.

  1. Depreme dayanıklı güvenli yapıların olmazsa olmazı su yalıtımının önemi konusunda sektöre en faydalı olacağını düşündüğünüz faaliyet ve farkındalıklar neler olmalı?

Deprem karşısında yapıların dayanıklı kalması, yalnızca taşıyıcı sistem öğelerinin tasarımıyla sınırlı bir konu değil. Temel su yalıtımı da bu dayanıklılığın sarsılmaz bir parçası. Çünkü taşıyıcı sistemin temelini oluşturan betonarme elemanlar, zemin sularıyla uzun süre temas halinde kaldığında donatı korozyonuna, beton dayanımında azalmaya ve zamanla yapısal olarak zayıflığa yol açıyor. Bu nedenle temel su yalıtımı, binanın statik ömrünü koruyan bir nevi “görünmeyen taşıyıcı” gibi görev yapıyor.

Ancak ne yazık ki temel su yalıtımının önemi hâlâ sektörümüz içindeki tüm paydaşlar tarafından aynı seviyede anlaşılmış durumda değil. Bu noktada olması gereken, sadece üretici firmalar ve sektör profesyonelleri düzeyinde değil, karar vericiler, uygulayıcılar ve son kullanıcılar arasında da temel su yalıtımı bilincinin artırılması için azami gayretin gösterilmeye devam edilmesidir. Hiçbir projede temel su yalıtımı “fazla maliyet” olarak görülmemeli, “yapının temel güvencesinin en önemli parçalarından birisi” olarak değerlendirilmelidir.

Gerçekleştirilecek iletişim faaliyetlerinin yanı sıra, mimar ve mühendislik fakültelerinde temel su yalıtımı özelinde verilen eğitim oturumlarının artırılması, yerel yönetimlerde şartnamelerinin uygun hale getirilerek güncellenmesi ve uygulayıcıların teknik yeterlilik geliştirme süreçlerinin teşvik edilmesi kaliteyi yükseltecek en önemli adımlar arasında yer alıyor.

Son olarak şunu da belirtme isterim ki, temel su yalıtımı sadece yapılarımızın bugününü değil, yapılarımızın 10, 20, hatta 50 yıl sonrasını da güvence altına almaktadır. Bu uzun vadeli bakış açısını, sürdürülebilir kalite anlayışını da önceleyerek sektör olarak hep birlikte tüm paydaşlara aktarmak ve yaymak durumundayız.

KEREM KÜRKLÜ
CEO, ONDULINE AVRASYA